Rastgelelik sosyal hizmetlerinden faydalanabilmek için oturum açmalısınız. Oturum Aç | Kayıt Ol

Powered by Hemen Tasarım

Rastgelelik sosyal hizmetlerinden faydalanabilmek için oturum açmalısınız. Oturum Aç | Kayıt Ol

Powered by Hemen Tasarım

Sık Kullanılan Almanca Sözcükler

Diğer Wikilerden daha özgür.

İçindekiler

Çok yaygın ve sıkça kullanılan birtakım Almanca sözcükler vardır. İlk başlayan ve orta düzey dil öğrenenlerin genellikle kullandığı kelimeler bunlardır.

ab: itibaren
ab jetzt: şimdiden itibaren
der Abbau: bir madenin ya da mineralin işletilmesi
der Abbau von Gold: Altının işletilmesi
abbrechen: ara vermek, kırmak, koparmak
abdecken: örtmek
der Abend: akşam
die Abende: akşamlar
Abend werden: akşam olmak
am Abend: akşamleyin
die Abendaufführung: akşam seansı
das Abendbrot: akşam yemeği
das Abendessen: akşam yemeği
das Abendkleid: gecelik
die Abendszeit: ikindi
das Abenteuer: macera, serüven
die Abenteuer: maceralar, serüvenler
aber: ama, fakat
abfahren: (araçla) hareket etmek
die Abfahrt: hareket, kalkış
der Abfall: atık, çöp
die Abfälle: atıklar, çöpler
abfliegen: havalanmak
das Abführmittel: müshil
abholen: (birini / bir şeyi) bir yerden almak, alıp getirmek
das Abi oder das Abitur: lise bitirme imtihanı
ablenken von: -den dikkatini başka tarafa çevirmek
abnehmen: (ahizeyi) eline almak, telefonu açmak
das Abonnement: abone
der Abonnent: abone
die Abonnenten: aboneler
die Abonnentin: hanım abone
abreisen: seyahate çıkmak, yola çıkmak
absägen: testere ile kesmek
abschießen: ateş etmek
abschleppen: (arabayı) çekerek götürmek
der Absender: gönderen
absetzen: yere indirmek
absurd: anlamsız, saçma
das Abteil: kompartman
die Abteilung: bölüm
abwarten: (bir şeyi) beklemek
der Abzug: tetik
Ach!:ah
achten: dikkate almak, önem vermek, önemsemek, saymak
Achtung!:dikkat!
adelig: asil
die Adresse: adres
die Adressen: adresler
der Affe: maymun
die Affen: maymunlar
der Afghane: Afgan
die Afghanin: Afgan bayan
das Afghanistan: Afganistan
das Afrika: Afrika
der Agent: ajan
die Agenten: ajanlar
die Agentin: hanım ajan
Aha: Haa!, Anladım!
ähneln: benzemek
die Ahnung: fikir
die Akademie: akademi
die Akademien: akademiler
der Akku oder der Akkumulator: akü, akümülatör
die Akkus: aküler
die Akkumulatoren: akümülatörler
der Akkusativ: belirtme hali
die Akkusative: belirtme halleri
Akkord stellen: akort etmek
der Akt: (tiyatroda) perde
die Akte: perdeler
die Akte: belge
die Akten: belgeler
die Aktentasche: evrak çantası
aktuell: aktüel
der Akzent: aksan
die Akzente: aksanlar
akzeptieren: kabul etmek
die Alchimie: simya
der Alchimist: simyacı
das Algerier: Cezayirli
die Algerierin: Cezayirli bayan
das Algerien: Cezayir
der Alkohol: alkol
die Alkohole: alkoller
alkoholfrei:alkolsüz
alle: bütün, hepsi
alles: hepsi, her şey
Alles Gute!: Hoşça kal!
Alles in Ordnung!:Her şey tamam!
Alles Liebe!:Sevgilerle!
alles mögliche: mümkün olan her şey
alles über sich wissen: kendisi hakkında her şeyi bilmek
allein: tek başına, yalnız
als: -diği zaman, -diğinde, iken, olarak
also: demek ki, eh, hadi, o hâlde, şu halde, yani
alt: eski, yaşlı
die Altbauwohnung: eski bir yapıdaki daire
der Alte: yaşlı adam
die Alte: yaşlı kadın
das Alter: yaş
die Alternative: şık, alternatif, seçenek
die Alternativen: şıklar, alternatifler, seçenekler
das Aluminium: alüminyum
das Amerika: Amerika
der Amerikaner: Amerikalı
die Amerikanerin: Amerikalı bayan
die Ampel: lâmba
die Ampeln: lâmbalar
amtlich: resmî
amüsant: eğlenceli
an: yanına, yanında
am Abend: akşamleyin
am Meer: deniz kıyısında
am Meer liegen: deniz kıyısında bulunmak
am meisten: en çok
am Tage: güncel
am Wochenende: hafta sonunda
an dem Tag: o gün
an der richtigen Stelle: doğru yerde
An die Arbeit!: İş başına!
anbauen: dikmek, ekmek, yetiştirmek
anbieten: ikram etmek
das Andenken: hatıra
die Andenken: hatıralar
ander-: başka
etwas anderes: başka bir şey
ändern: değişmek
anders: başka olarak, değişik olarak
aneinander: birbirine
anfahren: çarpmak
der Anfang: başlangıç
die Anfänge: başlangıçlar
anfangen: başlamak
der Anfänger: acemi
die Anfängerin: acemi bayan
anflehen: yalvarmak
anfluchen: küfretmek
angebunden: bağlanmış
die Angel: olta
die Angeln: oltalar
angeln: balık tutmak
angenehm: hoş, hoşa giden, memnuniyet verici
angesehen: hatırı sayılır
die Angst: korku
Angst bekommen: korkmaya başlamak
anhaben: giymiş olmak
anhalten: durmak
der Anhänger: römork
animieren: hareketlendirmek
der Anker: çapa, demir
die Anker: çapalar, demirler
Anker hochziehen: demir almak
ankern: demir atmak
ankommen: (bir yere) gelmek, varmak
die Ankunft: geliş, varış
anmachen: açmak, ışığı yakmak
anmelden: başvurmak, beyan etmek
die Anmeldung: müracaat
die Annahme: kabul
die Annahmen: kabuller
die Annonce: duyuru

die Annoncen: duyurular
anrufen: telefon etmek
anschauen: bakmak
der Anschluß: aktarma
die Anschovis: hamsi
die Anschovis: hamsiler
anschwellen: şişmek
ansehen: bakmak, görmek, gözden geçirmek, seyretmek
ansteckend: bulaşıcı
antiseptisch: antiseptik
die Antwort: cevap, yanıt
die Antworten: cevaplar, yanıtlar
antworten: cevap vermek, yanıtlamak
die Anzahl: miktar, rakam
die Anzeige: ilân
die Anzeigen: ilânlar
der Anzug: takım elbise
die Anzüge: takım elbiseler
der Aperitif: aperatif
die Aperitifs: aperatifler
der Apfel: elma
die Äpfel: elmalar
die Apotheke: eczane
die Apotheken: eczaneler
der Apotheker: eczacı
die Apothekerin: hanım eczacı
der Apparat: alet
die Apparate: aletler
der Appetit: iştah
die April: Nisan
die Arbeit: çalışma, iş
die Arbeiten: işler
arbeiten: çalışmak
der Arbeiter: işçi
die Arbeiterin: hanım işçi
arbeitslos: işsiz
die Arbeitslosigkeit: işsizlik
der Arbeitsplatz: işyeri
die Arbeitsstelle: işyeri
die Arbeitszeit: iş saatleri
die Archäologie: arkeoloji
der Architekt: mimar
die Architekten: mimarlar
die Architektin: hanım mimar
die Architektur: mimarlık, mimarî
das Argentinien: Arjantin
der Argentinier: Arjantinli
die Argentinierin: Arjantinli bayan
ärgern: kızdırmak
arm: fakir, yoksul
der Arm: kol
die Arme: kollar
das Armband: bilezik
die Armbanduhr: kol saati
der Armreifen: bilezik
die Armee: ordu
die Armeen: ordular
der Artikel: artikel, harf-i tarif
die Artikel: artikeller, harf-i tarifler
der Arzt: doktor
die Ärzte: doktorlar
die Ärztin: hanım doktor
der Aschenbecher: kül tablası, küllük, sigara tablası
das Asien: Asya
der Asiater: Asyalı
die Asiaterin: Asyalı bayan
asiatisch: Asyalı
der Asphalt: asfalt
die Asphalte: asfaltlar
das Aspirin: aspirin
das Ast: dal
die Äste: dallar
der Atem: nefes
atmen: nefes almak
der Athlet: atlet
die Athleten: atletler
die Athletik: atletizm
Au!: ah!, ay!
Au weia!: ah!, ay!, of!
auch: da, dahi, de
auf: üstünde, üstüne
auf dem Pferd steigen: ata binmek
auf die Welt kommen: doğmak
auf einen Berg steigen: bir dağa tırmanmak
auf einmal: birdenbire
auf Eisen schlagen: demiri dövmek
auf etwas stehen: bir şeyde ısrar etmek
auf jeden Fall: her halükârda, her şartta
auf Sand gebaut: kum üzerine kurulmuş
Auf Wiedersehen!: Tekrar görüşmek üzere!, Allah’a ısmarladık!
aufs Meer gehen: denize çıkmak
aufbereiten: hazırlamak
aufbewahren lassen: emanet bırakmak
der Aufbewahrer: emanetçi
die Aufbewahrerin: hanım emanetçi
die Aufbewahrung: emanet
aufbrechen: zorlamak
die Aufenthaltsgenehmigung: oturma izni
auffallen: göze çarpmak
auffressen: yiyip bitirmek
aufführen: temsil etmek
die Aufgabe: ödev
aufgeben: bırakmak, vazgeçmek, yılmak
aufgeregt: heyecanlı
aufhängen: asmak
aufmachen: açmak
aufmerksam: dikkatle, dikkatli
aufmerksam machen: uyarmak
die Aufnahme: kayıt
die Aufnahmen: kayıtlar
Aufnahme machen: resim çekmek
aufräumen: temizlemek, toplamak
aufregen: heyecanlandırmak
sich aufregen: heyecanlanmak
die Aufregung: heyecan, telaş
aufschreiben: yazmak
aufsein: açık olmak
aufstehen: ayağa kalkmak, kalkmak, uyanmak
aufsteigen: binmek
aufstellen: dikmek, düzenlemek
der Aufstieg: yükseliş
die Aufstiege: yükselişler
der Auftrag: görev, ödev, misyon
die Aufträge: görevler, işler, misyonlar
aufwachen: uyanmak
das Auge: göz
die Augen: gözler
der Augenarzt: göz doktoru
die Augenärztin: hanım göz doktoru
der Augenblick: an, lahza, saniye
die Augenbraue: kaş
der Augenbrauenstift: kaş kalemi
das Augenlid: göz kapağı
die Augenlider: göz kapakları
die Augentropfen: göz damlası
der August: Ağustos
aus: -dan, -den, dışarı
aus Baumwolle: pamuklu
aus Panama: Panamalı
aus Seide: ipekli
aus Wolle: yünlü
auseinandersetzen: anlatmak
der Ausflug: gezinti, piknik
ausfüllen: doldurmak
der Ausgang: çıkış
ausgeben: harcamak
ausgehen: (dışarı) çıkmak
aushalten: tahammül etmek
die Auskunft: bilgi, malumat
die Auskünfte: bilgiler, malumatlar
auslachen: alay etmek, gülmek
das Ausland: yabancı ülkeler, yurt dışı, yurtdışı
der Ausländer: turist, yabancı
die Ausländer: turistler, yabancılar
die Ausländerin: hanım turist, yabancı bayan
ausländisch: yabancı
ausleihen: ödünç vermek
ausmachen: kapamak, söndürmek
die Ausnahme: istisna
die Ausnahmen: istisnalar
ausnutzen: kötüye kullanmak
auspacken: (paketi) açmak
ausprobieren: denemek
das Auspufssrohr: egzos borusu
ausreichend: kâfi, yeter
aussehen: görünmek
außerdem: ayrıca, bundan başka
außerhalb: dışında, haricinde
die Ausstattung: döşeme
aussteigen: inmek
die Ausstellung: sergi
Australien: Avustralya
der Australier: Avustralyalı
die Australierin: Avustralyalı bayan
ausverkauft sein: tükenmek
auswechseln: yenilemek
der Ausweg: çare
der Ausweis: kimlik kartı
die Ausweise: kimlik kartları
ausziehen: çıkarmak
das Auto: araba, otomobil
Auto fahren: araba sürmek
der Autobus: otobüs
das Automobil: otomobil
der Autoparkplatz: üstü kapalı otopark
der Autor: yazar
die Autoren: yazarlar
die Autorin: hanım yazar

Please enter correct URL of your document.