BİZ BURAYA TAŞINMADIK MI?
Nasreddin Hoca’nın evine bir gece Hırsız girmiş. Evdene var ne yok toplayıp giderken durumu farkeden Hocayatağından kalkmış, evde kalan eşyalardan bir kaçınıeline alıp Hırsız’ı izlemeye
Nasreddin Hoca’nın evine bir gece Hırsız girmiş. Evdene var ne yok toplayıp giderken durumu farkeden Hocayatağından kalkmış, evde kalan eşyalardan bir kaçınıeline alıp Hırsız’ı izlemeye
Bir gün Komşusunun Biri, Nasreddin Hoca’dan eşeği Karakaçan’ı istemiş. Hoca da vermiş. Sonra komşu hepistemeye başlamış. Hoca bakmış eşeğin canı çıkıyor. Günlerden bir gün Komşu
Bir gece Nasreddin Hoca kuyudan su almaya gider.Bakarki ay kuyuya düşmüş. Hoca:– Kadın kadın, diye hanımına bağırır. ‘Bana çabuk birkanca getir yoksa ay boğulup ölecek’.
Komşu Kadınlardan Biri Hoca’ya sorar:-Ah Hoca Efendi kızım son zamanlarda çok hırçınlaştı,bir türlü sakinleştiremiyorum. Herşeyi kırıpdöküyor.Bizim Kız’a bir akıl ver Hocam.Hoca cevap verir:-A benim değerli
Zavallı küçük kurdun Kırmızı Başlıklı Kız tarafından kandırıldığı sürükleyici hikayesi. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal pireler berber iken ben bağda üzüm bekler,
Bir dalgıcın denizin derinliklerinde keşif yaparken bir balıkla yaşadıkları ve sonrasında gelişen olaylar. Birgün, bir denizde, onsekiz, yirmi metrede, küçük bir balık yanaştı kulağıma… Balıkça
Sultan Murad Han bir gün çarşıda bir ölüyle karşılaşır, ahaliye sorsa da işin aslı sonradan ortaya çıkar. Sultan Murad Han o gün bir hoştur. Telaşeli
Sıcak bir yaz günüydü. Her yer çiçeklerle dolu ve hava mis gibi kokuyordu. Çiçek tarlasının üzerinde arı vız vız diyerek neşeli neşeli uçuyordu. Havada o
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok yoksul bir karı-koca varmış. Öyle yoksul, öyle yoksullarmış ki, bir kel oğlancıklarına bile gereği
Sezer İltekinYazdıklarının okunmasını seven ve yıllardır bu amaçla blog yazan bir adam. Okumak, öğrenmek ve bir şeyler başarmak için çeşitli yollar deniyor. Bazen bir karınca
Nasreddin Hoca’nın evine bir gece Hırsız girmiş. Evdene var ne yok toplayıp giderken durumu farkeden Hocayatağından kalkmış, evde kalan eşyalardan bir kaçınıeline alıp Hırsız’ı izlemeye
Bir gün Komşusunun Biri, Nasreddin Hoca’dan eşeği Karakaçan’ı istemiş. Hoca da vermiş. Sonra komşu hepistemeye başlamış. Hoca bakmış eşeğin canı çıkıyor. Günlerden bir gün Komşu
Bir gece Nasreddin Hoca kuyudan su almaya gider.Bakarki ay kuyuya düşmüş. Hoca:– Kadın kadın, diye hanımına bağırır. ‘Bana çabuk birkanca getir yoksa ay boğulup ölecek’.
Komşu Kadınlardan Biri Hoca’ya sorar:-Ah Hoca Efendi kızım son zamanlarda çok hırçınlaştı,bir türlü sakinleştiremiyorum. Herşeyi kırıpdöküyor.Bizim Kız’a bir akıl ver Hocam.Hoca cevap verir:-A benim değerli
Zavallı küçük kurdun Kırmızı Başlıklı Kız tarafından kandırıldığı sürükleyici hikayesi. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal pireler berber iken ben bağda üzüm bekler,
Bir dalgıcın denizin derinliklerinde keşif yaparken bir balıkla yaşadıkları ve sonrasında gelişen olaylar. Birgün, bir denizde, onsekiz, yirmi metrede, küçük bir balık yanaştı kulağıma… Balıkça
Sultan Murad Han bir gün çarşıda bir ölüyle karşılaşır, ahaliye sorsa da işin aslı sonradan ortaya çıkar. Sultan Murad Han o gün bir hoştur. Telaşeli
Sıcak bir yaz günüydü. Her yer çiçeklerle dolu ve hava mis gibi kokuyordu. Çiçek tarlasının üzerinde arı vız vız diyerek neşeli neşeli uçuyordu. Havada o
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok yoksul bir karı-koca varmış. Öyle yoksul, öyle yoksullarmış ki, bir kel oğlancıklarına bile gereği
Sezer İltekinYazdıklarının okunmasını seven ve yıllardır bu amaçla blog yazan bir adam. Okumak, öğrenmek ve bir şeyler başarmak için çeşitli yollar deniyor. Bazen bir karınca
Rastgelelik Reklam
© 2022 Rastgelelik Kavramsal Veri Arama Motoru