BEN ZATEN İNECEKTİM
Nasreddin Hoca bir gün eşeği Karakaçan’a binip yolaçıkmış. Karakaçan aniden ürküp hızla koşmaya başlar,köy meydanında aniden durur.Karakaçan’ın üstündekiHoca tutunamayıp eşekten düşer.Olayı görenler, yereyayılan Hoca’ya bakıp
Nasreddin Hoca bir gün eşeği Karakaçan’a binip yolaçıkmış. Karakaçan aniden ürküp hızla koşmaya başlar,köy meydanında aniden durur.Karakaçan’ın üstündekiHoca tutunamayıp eşekten düşer.Olayı görenler, yereyayılan Hoca’ya bakıp
Hoca’ya sormuşlar:– Hocam konuşmalarımızda “çavv – çüzz -bye – hello”demek günah mıdır?Hoca cevap vermiş :– E herıld yani…
Komşu Kadınlardan Biri Hoca’ya sorar:-Ah Hoca Efendi kızım son zamanlarda çok hırçınlaştı,bir türlü sakinleştiremiyorum. Herşeyi kırıpdöküyor.Bizim Kız’a bir akıl ver Hocam.Hoca cevap verir:-A benim değerli
Hoca birgün göl kıyısına oturmuş göle maya çalıyormuş,ordan geçen Komşusu Hoca’ya-Aman Hocam göl hıç maya tutar mı ?Hoca da cevap vermiş:-Sen loto oynuyosun biz bişey
Güney Afrika’nın Cape Town şehrindeki bir hastanede devamlı olarak gizemli ölümler oluyordu. Hemşireler haftalardır üst üste her cuma günü 311 numaralı yoğun bakım odasına yatırılan
Zavallı küçük kurdun Kırmızı Başlıklı Kız tarafından kandırıldığı sürükleyici hikayesi. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal pireler berber iken ben bağda üzüm bekler,
Bir dalgıcın denizin derinliklerinde keşif yaparken bir balıkla yaşadıkları ve sonrasında gelişen olaylar. Birgün, bir denizde, onsekiz, yirmi metrede, küçük bir balık yanaştı kulağıma… Balıkça
Sultan Murad Han bir gün çarşıda bir ölüyle karşılaşır, ahaliye sorsa da işin aslı sonradan ortaya çıkar. Sultan Murad Han o gün bir hoştur. Telaşeli
Sıcak bir yaz günüydü. Her yer çiçeklerle dolu ve hava mis gibi kokuyordu. Çiçek tarlasının üzerinde arı vız vız diyerek neşeli neşeli uçuyordu. Havada o
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok yoksul bir karı-koca varmış. Öyle yoksul, öyle yoksullarmış ki, bir kel oğlancıklarına bile gereği
Nasreddin Hoca bir gün eşeği Karakaçan’a binip yolaçıkmış. Karakaçan aniden ürküp hızla koşmaya başlar,köy meydanında aniden durur.Karakaçan’ın üstündekiHoca tutunamayıp eşekten düşer.Olayı görenler, yereyayılan Hoca’ya bakıp
Hoca’ya sormuşlar:– Hocam konuşmalarımızda “çavv – çüzz -bye – hello”demek günah mıdır?Hoca cevap vermiş :– E herıld yani…
Komşu Kadınlardan Biri Hoca’ya sorar:-Ah Hoca Efendi kızım son zamanlarda çok hırçınlaştı,bir türlü sakinleştiremiyorum. Herşeyi kırıpdöküyor.Bizim Kız’a bir akıl ver Hocam.Hoca cevap verir:-A benim değerli
Hoca birgün göl kıyısına oturmuş göle maya çalıyormuş,ordan geçen Komşusu Hoca’ya-Aman Hocam göl hıç maya tutar mı ?Hoca da cevap vermiş:-Sen loto oynuyosun biz bişey
Güney Afrika’nın Cape Town şehrindeki bir hastanede devamlı olarak gizemli ölümler oluyordu. Hemşireler haftalardır üst üste her cuma günü 311 numaralı yoğun bakım odasına yatırılan
Zavallı küçük kurdun Kırmızı Başlıklı Kız tarafından kandırıldığı sürükleyici hikayesi. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal pireler berber iken ben bağda üzüm bekler,
Bir dalgıcın denizin derinliklerinde keşif yaparken bir balıkla yaşadıkları ve sonrasında gelişen olaylar. Birgün, bir denizde, onsekiz, yirmi metrede, küçük bir balık yanaştı kulağıma… Balıkça
Sultan Murad Han bir gün çarşıda bir ölüyle karşılaşır, ahaliye sorsa da işin aslı sonradan ortaya çıkar. Sultan Murad Han o gün bir hoştur. Telaşeli
Sıcak bir yaz günüydü. Her yer çiçeklerle dolu ve hava mis gibi kokuyordu. Çiçek tarlasının üzerinde arı vız vız diyerek neşeli neşeli uçuyordu. Havada o
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok yoksul bir karı-koca varmış. Öyle yoksul, öyle yoksullarmış ki, bir kel oğlancıklarına bile gereği
Rastgelelik Reklam
© 2022 Rastgelelik Kavramsal Veri Arama Motoru