Gazeteciliğe nereden merak sardığımı ve nasıl bulaştığımı soracak olursanız: Henüz ortada hiçbir şey yokken, lise son sınıfta okuduğum yıl, el yazması bir “gazete” çıkarmak ilham oldu bana. Evimde, çevremde, okulumda karşılaştığım, yaşayıp kayda değer gördüğüm olayları, durumları amatör olarak, gazete biçiminde ayda bir kaleme alıyordum. A Gazetesi adını vermiştim eserime: İsmimin baş harfi; Ali’nin A’sı. Bir kuzenime okutuyordum sadece. Hatta kuzenim benden etkilenerek kendisi de bir “gazete” yazmaya başladı. Onun okur kitlesi benimkine göre daha genişti. Çünkü gazetesini okuluna da götürüyordu. Dönemin Erzin İlçe Emniyet Müdürü’nün bile dikkatini çekmişti. Emniyet Müdürü, kuzenime gazetede yer vermek üzere toplumsal konularla ilgili bilgi aktarıyordu artık. O an fark ettim ki; basının önemi, değeri, rolü epey büyük. Bunu fark etmesine ettim ama bir başka kuzenime sinirlenerek el yazması gazeteyi yırtmıştım. Azıcık pişmanlığım yok değil.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5/5

Tetikleyiciler:

Diğerlerini deneyin: